Sürdürülebilir üretim bir tercih değil zorunluluk

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile takım tezgahları sektöründe otomasyona olan ihtiyaç önem kazanırken şirketlerin yüzde 99’u veriye dayalı karar almak isterken sadece yüzde 8’i başarılı olabiliyor. Dijitalleşmenin getirdiği yenilenme ihtiyacıyla birlikte ucuz makinelerin yerini yüksek verimli makinelerin alacağını belirten Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, atıl kapasitenin değerlendirilmesi ve sürdürülebilir üretimin önemine değindi. İlerleyen 10 yıl içindeki enerjinin ölçülmesinin zorunluluk halini alacağını Aydoğdu, Tezmaksan’ın bu ihtiyaca yönelik sunduğu Kapasitematik ve parkurda.com ile geleceğe hazır olduğunu vurguladı.

Takım tezgahları sektörünü akademi dünyasıyla bir araya getiren ve çevrim içi olarak düzenlenen 11. Uluslararası Talaşlı İmalat Sempozyumu (UTİS),  yüzlerde sektör profesyonelini bir araya getirdi. Sponsorları arasında Tezmaksan’ın yer aldığı sempozyumda, talaşlı imalatta yüksek teknolojili ürünler geliştiren, ileri seviye uygulamalar gerçekleştiren ve fark yaratan iş modellerine sahip firmalar boy gösterdi. Türkiye talaşlı imalat sanayisinin lider markası Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, sempozyum kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında; firmaların atıl kapasiteyi değerlendirmek için çalışmalar gerçekleştirdiği, Tezmaksan’ın bu sürece etki eden çözümleri arasında yer alan Kapasitematik ve parkurda.com hakkında bilgi verdi.

“Daha iyi bir dünya için üretim geliştirme zorunluluğumuz var”

Dünyadaki üretimin firmaları otomasyona yatırım yapmaya yönelttiğini söyleyen Aydoğdu, “Tezmaksan olarak otomasyona uygun adımlar atıyor ve iş modelleri gerçekleştiriyoruz. Dünyadaki şirketlerin yüzde 99’u veriye dayalı karar almak istiyorlar ancak sadece yüzde 8’si bunu yapıyor. Bu noktada Avrupa Yeşil Mutabakatı bizi bambaşka bir yere götürecek. Esasında bu bir tercih değil zorunluluk. Sanayiden hiçbir zaman vazgeçemeyeceğiz ancak sanayiyi çok daha yeşil hale getirebiliriz. Bu tamamen dijitalleşmeden geçecek. Bu noktada sanayideki bütün firmalara büyük görev düşüyor. Bundan sonra ucuz makine alma devri bitecek çünkü bizim sorumluluk olarak daha dayanıklı makine ve takım tezgahı üretmek gibi bir vizyonumuz var. Ayrıca robotta otomasyona geçme zorunluluğumuz bulunuyor. Bu yüzden bunları göz önüne alarak UTIS’te yer alan tüm katılımcılar olarak buna uygun ürün geliştirmemiz gerekiyor. Bundan sonra müşterinin isteği yerine daha iyi bir dünya için üretim geliştirme zorunluluğumuz var” dedi.

“Yeni sanayide yeni nesil çalışmak istiyor”

Takım tezgahları sektörünün pandemiyi fırsata çevirmesi gerektiğine vurgu yapan Aydoğdu şunları söyledi: “Biz Kapasitematik ile sadece sahadan veri toplamıyoruz. Yeşil Mutabakat konusunda firmalar enerjilerini saklamak zorundalar ise önümüzdeki 10 yıl içinde enerjiyi ölçebilecek bir yatırıma da imza atmak zorunda kalacaklar. Biz Kapasitematik’te böyle bir modül de geliştirdik. Böylelikle tezgahın harcadığı enerjiyi anlık takip edebiliyorsunuz. Pandemi döneminde ayrıca Program Transfer Modülü geliştirdik. Bu sayede telefonunuzda yüklü yazılımla direkt olarak makineye müdahale edebiliyorsunuz. Herkes dijitale yatırım yapmak istiyor ama Türkiye’deki KOBİ’lerin buna ulaşması çok zor. Dolayısıyla biz bir kiralama modeli geliştirdik. Sadece Kapasitematik’i değil makineleri de kiralıyoruz. Uzak Doğu’dan Amerika’ya kadar her yerde ‘Yeni nesil sanayide çalışmak istemiyor’ diyor. Ben de ‘Yeni sanayide yeni nesil çalışmak istiyor’ diyorum. Bunun için de Kapasitematik’in bütün ara yüzlerini Z kuşağına uygun hale getirdik.”

parkurda.com 2022 yılından itibaren dünyaya açılıyor

Fason iş yaptırmak ve almak isteyenleri buluşturan parkurda.com’un veriden verime geçme adına önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Aydoğdu, platformun özellikle KOBİ’ler için büyük fırsat olduğunu belirtti. Aydoğdu, konuşmasının devamında “Dünyadaki talaşlı imalat sanayisinde birçok atıl makine var. Bunlara dair bir paylaşım sistemi geliştirerek parkurda.com’u hayata geçirdik. Fason iş vermek ve almak isteyenlerin buluştuğu bir platform haline geldi. parkurda.com’u 2022 yılında önce Almanca konuşulan ülkelere, Avrupa’nın tamamına ve Amerika’ya, daha sonra ise Uzak Doğu’ya açmayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı