Mevsim Geçişlerinde Bağışıklığınızı Güçlendirin

Sonbahar aylarında hava sıcaklıkları oldukça değişkenlik gösteriyor.

  • 20 Eylül 2022
  • Mevsim Geçişlerinde Bağışıklığınızı Güçlendirin için yorumlar kapalı
  • 366 kez görüntülendi.
Mevsim Geçişlerinde Bağışıklığınızı Güçlendirin

Sonbahar aylarında hava sıcaklıkları oldukça değişkenlik gösteriyor. İnsanlar yeni sıcaklık seviyelerine alışmaya çalışırken, hastalıklara da açık hale gelebiliyor. Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak ise hastalıklara yakalanma riskini düşürüyor. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmenin yolu, birkaç önemli noktaya dikkat etmekten geçiyor. Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Mahmut Demirci, vücut direncini artırmanın yolları hakkında bilgi verdi. 

 

Bağışıklık sistemi; organlardan, dokulardan, hücrelerden ve proteinlerden oluşan kompleks bir yapıdır ve vücudu hastalıklara karşı koruyan savunma sisteminin genel adıdır. Bağışıklığı güçlü tutmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemlidir. Yeterli ve kaliteli uyku, hareketli bir yaşam, düzenli egzersiz, yeterli su tüketimi, el ve ağız hijyenin sağlanması bağışıklığı birinci derecede ilgilendirmektedir. Stres düzeyi de bağışıklık açısından önemli bir faktördür. Stres, vücudun beklenmedik durumlara verdiği fiziksel ve duygusal tepkilerdir. Kişi, gün içinde çeşitli nedenlerle stres yaşayabilir. Uzun süre strese maruz kalmak vücuttaki birçok sistemi bozduğu gibi, bağışıklık sistemini de zayıflatmaktadır. 

 

Değişen hava şartları vücudu strese sokuyor

Mevsim geçişleri bağışıklığı düşüren etmenlerin başında gelmektedir. İnsanlar sonbahar ve ilkbahar aylarında hastalıklara daha kolay yakalanabilir. Mevsim değişiklikleri; havadaki ısının, nemin, basıncın değiştiği ve vücudun buna adapte olmaya çalıştığı bir dönemdir. Kişi havadaki değişimleri öngöremez ve hava sıcak diye düşünerek ince giyinirse rüzgara maruz kalıp üşüyebilir, hava soğuk diye kalın giyinirse terleyebilir. Bu faktörlerin hepsi vücudu strese sokar ve bu da bağışıklık sisteminin düşmesine neden olur. Mevsim geçişlerinde hava sıcaklığına göre, giyinip çıkarılabilen kat kat kıyafetler tercih edilmelidir. Kişi kısa kollu bir kıyafet tercih etse bile, üşüdüğünde giyebileceği bir ceketi yanında bulundurmalıdır. 

 

Sonbahar ve kış döneminde D vitamini ihtiyacı artıyor

Vitamin ve mineraller bağışıklık sisteminin desteklenmesi açısından çok önemlidir. Koronavirüs pandemisi sürecinde özellikle D vitaminin bağışıklık sistemi için önemini belirten çalışmalar yapılmıştır. Vücut, D vitaminini güneş ışınlarından temin etmektedir. Sonbahar ve kış mevsiminde yeteri kadar güneş ışını alamamak, D vitamini eksikliklerine neden olabilmektedir. Kişinin ihtiyacına göre her mevsim D vitamini kullanılabilir. D vitamini takviyeleri uzman hekimlerin kontrolünde, kişinin ihtiyacına uygun dozlarda kullanılmalıdır. D vitaminin yüksek dozlarda kullanılması, kalsiyum fazlalığına yol açarak vücutta böbrek taşı, safra kesesi taşı oluşumlarına yol açabilmektedir. Bu etkilerden korunma adına vitamin ve mineral takviyeleri uzman hekimlerin kontrolünde; kişinin ihtiyacına uygun şekilde planlanmalıdır. 

 

Alerjik hastalıklar bu dönemde sık görülüyor

Mevsim geçişlerinde polenler ve diğer alerjenler de artmaktadır. Alerjenlere maruz kalan insanların burun etleri şişebilir ve bu kişiler düzgün nefes alamayabilirler. Özellikle uyku sırasında burundan yeterli nefes alamayan kişiler, ağızdan nefes almak zorunda kalmaktadır. Ağızdan nefes almak ise ağız ve boğazın kurumasına neden olur. Kişi kaliteli uyuyamadığı için sabah yorgun kalkar. Uyku, alerjik olsun ya da olmasın, her insanın bağışıklık sistemi için büyük öneme sahiptir. Alerjik bünyeli insanların mevsim geçişlerinde var olan alerji ilaçlarını kullanması gereklidir. İlaç kullanmamayı seçen alerji hastaları, nezle veya grip olup antibiyotik kullanmak zorunda kalabilmektedir. 

 

Sağlıklı bağırsaklarla güçlü bağışıklık sistemi 

Bağışıklık hücrelerinin 70’nin bağırsaklarda bulunması sebebiyle bağırsak sağlığının güçlü olması vücut direnci adına önemlidir. Vücudun iç sisteminde bulunan mikroorganizmalar mikrobiota olarak adlandırılmaktadır. En çok mikroorganizma bağırsaklarda bulunmaktadır. Burada yer alan faydalı bakteriler sağlıklı beslenme ile dengede tutulabilmektedir. İşlenmiş, çok tuzlu, çok şekerli ya da çok yağlı sağlıksız besinler tüketildiğinde zararlı bakteriler çoğalarak bağırsak florasının dengesini bozar ve vücudu hastalıklara açık hale getirebilir. Akdeniz tazı beslenme sağlık için önerilen beslenme şeklidir. Taze sebze ve meyvelerin sağlıklı protein kaynaklarıyla tüketildiği bu diyet, bağışıklık sistemini de desteklemektedir. Metabolizmanın sorunsuz çalışması, burnun nemli tutulması, ağız ve boğaz bölgesindeki bakteri ve virüslerin temizlenmesi için günde 1,5- 2 litre arasında su tüketilmelidir. Maden suyu, ayran ve bitki çayları da sağlıklı içecek tercihleri arasında yer almaktadır. 

 

Maske kullanımı ve hijyen her zaman önemli 

Mevsim geçişlerinde soğuyan hava sonucu insanlar kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirir. Kapalı ve iyi havalandırılmayan ortamlarda hastalıklar daha kolay yayılabilmektedir.

Özellikle okul ve işyerlerinde kalorifer ya da klima açık olduğu için hava çok kurudur. Kuru hava, burun ve ağızdaki mukoza zarlarını ve cildi kurutarak tahriş edebilir. Sağlıklı bir oda iklimi için odanın havalandırılması önerilmektedir. Bu nedenle kapalı mekanlar düzenli olarak havalandırılmalıdır. Bu uygulama sadece odadaki havayı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda kişinin kan dolaşımı da uyarır. Toplu taşıma araçlarında ve havalandırması iyi olmayan ortamlarda ise maske takmak kişiyi hastalıklara karşı koruyabilmektedir. El hijyeni de yine hastalıklara karşı korunmada büyük rol oynamaktadır. Özellikle çocuklara el hijyeninin önemi anlatılmalı ve küçük yaşlardan itibaren el yıkamanın alışkanlık haline getirilmesi sağlanmalıdır. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı